www.ideayayinevi.com
 
Otto Neurath ve Viyana Çevresi Manifestosu; Ludwig Wittgenstein; Moritz Schlick;

     
 
 
Viyana Çevresi: Bir "Weltauffassung"
VİYANA ÇEVRESİ felsefede köktenci bir dönüşüm yapmaya, felsefenin doğasının kendisini sorgulamaya ve felsefeye yeni bir yön vermeye çalıştı. Bunu başaramadı çünkü, eğer daha gerilere gitmesek bile, bu girişim modern dönemde daha önce İngiliz Görgücülüğü tarafından gerçekleştirilmişti.

Çevre Wissenschaftliche Weltauffassung. Der Wiener Kreis (Bilimsel Dünya Görüşü. Viyana Çevresi) başlıklı bir manifesto yayımladı.

1) Bilimsel Dünya Görüşü bir görüşün (Auffassung) açıkça olması gerektiği gibi, ve Çevrenin birincil özelliği olarak belirtildiği gibi, "görgücü ve olgucudur." Yine bir "görüş" ancak deneyim üzerine olabilir, ve Viyana Çevresi için bilgi yalnızca deneyimden kaynaklanıyordu.

2) Çevrenin ikinci özelliği olarak yöntemin karakteri belirtilir ve buna deneyimin, olguların vb. "mantıksal çözümleme"si denir. İlk bakışta ussalcılık gibi görünen yöntem bir kavramsal çözümleme, sözcüğün olağan anlamında mantıksal bir çözümleme değil, bir "durulaştırma" yöntemidir ki simgeselleştirilmiş biçimler altında tasımları kullanır. Tasımın kendisini çözümlemeden geçirilmeksizin yalnızca kabul edilir, ve sağ-duyu denilen sıradan uslamlama işlemleri uygulanır. Bu çözümlemeye göre iki tür bildirim vardır ve bunlardan birinci küme görgül verilere ilişkin daha yalın bildirimlere çözündürülebilir ve bunlar bilimsel araştırmaların konusunu oluştururlar; bunun dışında kalanlar ise deneyime indirgenemeyen bildirimlerdir ve deneyimsel ya da görgül olmadıkları için anlamsızdırlar. Bunlar metafiziksel bildirimlerdir ve buna göre metafiziksel problemler yalancı problemlerdir. (Çevrenin bakış açısında "meta-fiziksel" anlatımının "deneyim-ötesi" olarak anlaşıldığına dikkat edebiliriz.)

     

Wiener Kreis olarak bilinen çevre 1928'de Moritz Schlick başkanlığında Verein Ernst Mach (Ernst Mach Toplumu) adı altında kuruldu. Kümenin felsefesi için temeli Wittgenstein'ın Tractatus Logico-Philosophicus başlıklı çalışmasının esini ile türetilen mantıksal pozitivizm oluşturdu. 1929'da Viyana Çevresi manifestosu Wissenschaftliche Weltauffassung. Der Wiener Kreis (Bilimsel Dünya Görüşü. Viyana Çevresi) yayımlandı. Broşür Schlick'e adandı ve önsözü Hahn, Neurath ve Carnap tarafından imzalandı. Üyeler arasında Gustav Bergmann, Rudolf Carnap, Philipp Frank, Hans Hahn, Tscha Hung, Victor Kraft, Karl Menger, Richard von Mises, Marcel Natkin, Otto Neurath, Olga Hahn-Neurath, Theodor Radakovic, Rose Rand and Friedrich Waismann bulunuyordu.

Herbert Feigl ve Kurt Gödel bu sırada Viyana Üniversitesinde öğrenciler idiler ve kümenin üyeleri olmamalarına karşın toplantılarına katıldılar. Wittgenstein'ın kendisi mantıksal pozitivizmin onun düşüncelerinin kaba bir yorumu olduğunu söylüyor ve toplantılar sırasında şiir okuyordu.

Der Wiener Kreis war eine Gruppe von Philosophen und Wissenschaftstheoretikern, die sich von 1922 bis 1936 unter der Leitung von Moritz Schlick wöchentlich in Wien trafen. Bekannte Mitglieder waren Rudolf Carnap, Otto Neurath, Herbert Feigl, Philipp Frank, Victor Kraft, Friedrich Waismann und Hans Hahn. Sie wurden gelegentlich besucht von Hans Reichenbach, Kurt Gödel, Carl Gustav Hempel, Alfred Tarski, Adolph Stöhr, Willard Van Orman Quine und Alfred Jules Ayer, der ihre Arbeit in Großbritannien bekannt machte. [1] [2]
Pozitivizm sağ-duyunun bakış açısı olarak kavramlar ile çalışmaz. Kavramsız söylemlerin eşit ölçüde kavramsız çözümlemesini yapar. Ernst Nagel bu durumun açık bir örneğini sunar: "Yalın bir örnek belki de bu nokta üzerine araçsalcı konumu daha açık kılacaktır. Bir çekiç amaçlı olarak tasarlanmış bir alettir ve onun yardımıyla bir "ham gereçler" türlülüğü belli ilişkiler içine getirilebilir, böylece onunla sandıklar, mobilya ve binalar gibi şeyler yapılabilir. Bir çekicin kullanım yolları bir kerede saptanamaz, öyle ki kullanımının ürünleri hem sayıda hem de türde artabilir. Her ne olursa olsun, eğer biri bir çekicin herhangi bir tanıdık anlamda onun aracılığıyla üretilen ya da üretilebilir şeylere "eşdeğer" olduğunu ortaya sürecek olsaydı, bunun saçma olduğunu düşünürdük; ve bir çekicin daha şimdiden onun yardımıyla yapılmış ürünleri yeterli olarak "temsil edip etmediği," ya da, bu ürünlere ek olarak, üretimlerine yardım edebileceği daha öte şeylerin "artı" kümesini belirtip belirtmediği gibi soruları da tuhaf olarak görürdük. Bununla birlikte, kuramlar üzerine araçsalcı görüşe göre kuramlar önemli bakımlardan çekiçler ve başka fiziksel aletler gibidir, üstelik bu andırım açıkça birçok noktada başarısız olsa bile. Kuramlar entellektüel aletlerdir, fiziksel aletler değil. Gene de deneysel araştırmayı etkili olarak yönetmek için ve başka türlü ilişkisiz olarak görülecek gözlem sorunları arasındaki bağıntıları sergilemek için amaçlı olarak tasarlanmış kavramsal çerçevelerdir." (Bilimlerin Yapısı, s. 144)      

Viyana Çevresinin yazgısı ile ilgili bir gözlem Ernst Nagel'den gelir (s. 137, Dipnot 13)::

Belki de bu savı fenomenalistik bir bilgi kuramının çerçevesi içerisinde doğrulamak için en hırslı girişim Rudolf Carnap'ın Der Logische Aufbau der Welt (Berlin, 1928) başlıklı çalışmasında bulunacaktır. Ama burada bile doğa bilimlerinde yer alan anlatımların gerekli tanımları ancak taslak olarak verilir. Carnap o günden bu yana yalnızca erken fenomenalizmini değil ama kuramsal bildirimlerin fizikselci dile çevrilebilir olduğu savını da terketmiştir. Bkz. "Methodological Character of Theoretical Concepts," Minnesota Studies in the Philosophy of Science (yay. haz. Herbert Feigl ve Michael Scriven), Minneapolis, 1956, Vol. 1. Carnap'ın programını yürütmek için daha yakınlardaki bir çaba için bkz. Nelson Goodman, The Structure Of Appearance, Cambridge, Mass., 1951. Russell'ın savı doğrulama girişiminin ayrıntılı bir eleştirisi için, bkz. Ernest Nagel, Sovereign Reason, Glencoe, Ill., 1954, Chap. 10.

       

http://www.springer.com/series/6671

The Vienna Circle was a discussion group of philosophically interested scholars who met weekly from 1925 to 1936 at the University of Vienna. The Circle was formed around the physicist and philosopher, Moritz Schlick, and its members included Carnap, Feigl, Menger, Neurath, Waismann, and others. Reichenbach and Hempel belonged to associated groups and all recognised Mach, Boltzmann and Russell as their precursors.
However, the Circle was not a clique with a rigid organisation, nor had it any conscious aim of radically revising traditional views on the task and place of philosophy. Among the many subjects discussed the Circle were Wittgenstein's Tractatus, the possibility of reducing all concepts of science to what is directly given in experience, the setting-up of a criterion of meaningfulness for non-logical utterances, the character of the basic propositions of empirical science, and the devising of a meta-language for the syntactic analysis of scientific language systems. Because of the great range of activities, the Vienna Circle's influence extended beyond philosophy. Its effects, directly or indirectly, can be seen in all those formal and empirical sciences (arithmetic, physics, geometry, biology and psychology, and the social sciences) whose structure and methodology and the problems of whose foundations were discussed by the Circle.
The group gradually began to break up in the 1930s with many of its members departing for new countries. The ending came with the assassination of Schlick in 1936 by a student, and the German annexation of Austria. The Vienna Circle Collection, as a publishing enterprise, is basically a series of anthologies translated into English of the most important work of individual members. Moreover, the series includes certain work by members of the Circle, or those who had a particular influence on it, which are of special scientific or historical importance. Many of the works are translated into English for the first time and, of those which have been previously published, most are out of print. Some material has remained hitherto unpublished, especially the letters which will be presented in this series.

         


     
     
"Wir haben die wissenschaftliche Weltauffassung im wesentlichen durch zwei Bestimmungen charakterisiert. Erstens ist sie empiristisch und positivistisch: Es gibt nur Erfahrungserkenntnis, die auf dem unmittelbar Gegebenen beruht. Hiermit ist die Grenze für den Inhalt legitimer Wissenschaft gezogen. Zweitens ist die wissenschaftliche Weltauffassung gekennzeichnet durch die Anwendung einer bestimmten Methode, nämlich der der logischen Analyse. Das Bestreben der wissenschaftlichen Arbeit geht dahin, das Ziel, die Einheitswissenschaft, durch Anwendung dieser logischen Analyse auf das empirische Material zu erreichen."
"Bilimsel dünya görüşünü özsel olarak iki belirlenim yoluyla karakterize ettik: İlk olarak görgücü ve olgucudur: Yalnızca deneyim bilgisi vardır ki, dolaysızca verili olana dayanır. Böylelikle meşru bilimin içeriği için sınırlar çizilir. İkinci olarak, bilimsel dünya görüşü belirli bir yöntemin, yani mantıksal çözümleme yönteminin uygulaması yoluyla belirtilir. Bilimsel emeğin çabası bu mantıksal çözümlemenin görgül gereç üzerine uygulaması yoluyla birleşik bilime erişme hedefine yönelir."

 

METAFİZİK

 


Neurath: Dil ve realite birdir.
Wittgenstein: Her önerme realitenin bir resmidir.

http://www.informationphilosopher.com/solutions/philosophers/schlick/

     

Otto Neurath
Otto Neurath Viyana Çevresinin kurucularından biriydi. Sosyolog, politik ekonomist ve anti-felsefeci olarak, olabilecek en az ortodoks Marxist olarak bilinir. Savaştan önce parasız "takas ekonomisi" üzerine kuramlar geliştirdikten sonra, Bavyera ve Saksonya'da iki darbe sonucunda kurulan iki "Sovyet Cumhuriyeti"nde ekonomileri toplumsallaştırma işinde coşkuyla çalıştı. Merkezi hükümetin düzeni yeniden kurmasından sonra Neurath da yüksek ihanete katılma suçundan ötürü tutuklananlar arasındaydı. Çalışmasından başka hiçbirşey ile ilgilenmediği ve hükümet değişikliğini bile pek ayrımsamadığı anlaşılınca, Max Weber ve başka Avusturyalı yetkililerin araya girmesi sonucunda serbest bırakıldı. Büyük ölçüde eğitimsiz olan Viyana halkı arasında çalışmaları sırasında "görsel eğitim" dediği şey üzerinde yoğunlaştı. Isotype tutkusu sürerken Mantıksal Pozitivistlere katıldı ve manifestolarının başlıca yazarı oldu. Doğrulama ilkesi ve protokol tümceler üzerine çok sayıda felsefi deneme yazdı. "Bilimin Birliği" deviminin ve "Birleşik Bilim Ansiklopedisi"nin arkasındaki itici güç Neurath idi. Fizikselciliğe güçlü inancı temelinde insan bilimlerini fizik gibi deterministik bir nedensellik zeminine yerleştirmeye çalıştı. Avusturya'nın ilhakından sonra önce Hollanda'ya ve oradan İngiltere'ye kaçtı. 1945'te öldü.

Neurath ve mantıksal olgucular tüm dili bir fiziksel gözlemler kümesine indirgebilecek yalın önermelerin ilişkilerinden oluşan bir yapı olarak görüyorlardı.
Modern Day Hieroglyphs (ISOTYPE/MODERN DÖNEM HİYEROGLİFLERİ)
The Vienna Circle Archive - Inventory of the papers of the Vienna Circle Movement (1924–1938) in particular of the scientific papers of the philosophers Moritz Schlick 1882–1936) and Otto Neurath (1882–1945) by Reinhard Fabian

 
     
Rotes Wien      

Sigmund Freud, Arthur Schnitzler, Karl Kraus, Ludwig Wittgenstein, Adolf Loos, Arnold Schönberg Kızıl Viyana'da yaşadılar.

 
Karl-Marx-Hof 1927 ve 1930 arasında Wagner Okulunun bir üyesi olan Karl Ehn tarafından yapıldı. (Otto Koloman Wagner (1841-1918) Avusturyalı mimar, mimari-kuramcısı ve Viyana kent planlamacısı idi.) Her biri 30-60 metre karelik 1,382 apartmandan oluşan ve 1100 metre uzunluğunda olan yapıda 5000 kişi çamaşırhaneden kütüphaneye, çocuk yuvasından kliniklere çeşitli düzenlemeden yararlanıyordu.  

1918 ve 1934 arasında, Sosyal Demokratların çoğunluğu altında kent ilk kez demokratik olarak yönetildiği zaman Avusturya'nın başkentinin takma adı Kızıl Viyana idi (Rotes Wien). Birinci Dünya Savaşından sonra Avusturya-Macaristan Habsburg monarşisi çöktü ve dağıldı ve Deutscheösterreich ya da Alman-Avusturya 1918'de bir cumhuriyet oldu. 1919 seçimlerinde ilk kez kadın ve erkek tüm yurttaşlar seçme hakkını kazandılar. Sosyal Demokrat Parti salt çoğunluğu kazanırken Viyana'da belediye başkanlığını sosyal demokratlar aldı. Kent yoksulluk, işsizlik, enflasyon, açlık, kalabalık ve hastalıktan kırılıyordu.

 
 
Die österreichische Frauenbewegung hat nach jahrzehntelangem Kampf um politische Gleichberechtigung eines ihrer wichtigsten Ziele erreicht. Frauenbewegung
Die ersten weiblichen SDAP-Abgeordneten der Verfassungsgebenden Nationalversammlung, 4.3.1919: 1. Reihe: Adelheid Popp und Anna Boschek, 2. Reihe: Gabriele Proft und Therese Schlesinger, 3. Reihe: Maria Tusch und Amalie Seidel.
       
           
           

 

Wittgenstein in the Tractatus had set the project for the Vienna Circle.

4.11 The totality of true propositions is the whole of natural science (or the whole corpus of the natural sciences)

According to Schlick, "philosophy is not a science, that is, it is not a system of propositions." (Preface, Problems of Ethics 1936)

     

Viyana Çevresinin atmosferini duyumsayabilmek için Carnap'ın Wittgenstein üzerine anılarına başvurabiliriz:

"His point of view and his attitude toward people and problems, even theoretical problems, were much more similar to those of a creative artist than to those of a scientist; one might almost say, similar to those of a religious prophet or a seer ... When finally, sometimes after a prolonged arduous effort, his answers came forth, his statement stood before us like a newly created piece of art or a divine revelation ... the impression he made on us was as if insight came to him as through divine inspiration, so that we could not help feeling that any sober rational comment or analysis of it would be a profanation." (Twentieth-century analytic philosophy, Avrum Stroll, Columbia University Press, 2000, s. 77.)
"Bakış açısı ve insanlara ve problemlere, giderek kuramsal problemlere karşı tutumu bile bir bilimcininkine olmaktan çok yaratıcı bir sanatçınınkine benziyordu; neredeyse denebilir ki, dinsel bir peygamberin ya da bir görücününkilere benziyordu. Sonunda, kimi zaman uzun ve yorucu bir çabadan sonra, yanıtları ortaya çıktığı zaman bildirimi önümüzde yeni yaratılmış bir sanat yapıtı ya da tanrısal bir bildiriş gibi duruyordu. ... üzerimizde bıraktığı izlenim sanki içgörünün ona tanrısal esin yoluyla gelmesiydi, öyle ki onun üzerine herhangi bir ciddi ussal yorumun ya da çözümlemeni kutsal olana bir saygısızlık olacağını duyumsuyorduk."

 

     
"In 1926, Wittgenstein was again working as a gardener for a number of months, this time at the monastery of Hütteldorf, where he had also enquired about becoming a monk."
1926'da Wittgenstein yine birkaç ay için bir bahçıvan olarak bu kez Hütteldorf manastırında çalıştı. Orada bir keşiş olmak için araştırma da yaptı.
         

     
     

Philosophy of Science, Contemporary Readings, Edited by Yuri Balashov and Alex Rosenberg, Routledge, 2002.
     

Viyana Çevresi sentetik a priori bilgiyi reddeder. Bilginin sentetik olması bir kavramın bir başkası ile bağlanmasını ilgilendirir ve bu bağıntının zorunlu olduğu kabul edilir; a priori olması ise bu kavramların deneyimden türetilmeyen doğuştan düşünceler olması demektir. Matematik ilk bakışta deneyimden türetilmeyen arı kavramların zorunlu bağıntısı olarak görünür. Ama Viyana Çevresi bu bağıntının sentetik değil. analitik olduğunu ve böylece totolojik olduğunu düşünür.

Viyana Çevresinin görüşlerini bir süre için bir yana bırakırsak, analitik olmak kavramlar durumunda bir kavramın bir başkasında içerilmesini anlatır. Ama bu içerilme bir bağıntı, bir birliktir ve böylece analitik olmanın olanağı sentetik olmaktır. Ve yine kavramın kendi mantığını izlersek, bir kavramın bir başkasını içermesi onu bir kutu, kap vb. gibi uzayda kapsaması değil, ama bir kavramın bir başkası ile bir olması, o olması olarak düşünülebilir. Bu ise kavramlar arasındaki bağıntının zorunlu birlik olduğunu imler. Gene de bu bile henüz diyalektik değildir, çünkü bağıntı bu durumda zorunlu olarak karşıtlık karakterini taşımaz. Gerçekten de bir kavram başka herhangi bir kavram ile ilişkilendirilebilir ve bu durumda bağıntı olumsaldır, zorunlu değil; olabilir ya da olmayabilir. Ama bir kavramın karşıtı ile ilişkisi olumsal değildir; her zaman olan, ya da, eğer zaman sözcüğünü bir yana bırakırsak, zorunlu olan bir bağıntıdır. O zaman bir kavramın bir başkası ile bu özgül ilişkisi diyalektik olarak anlatılabilir ve analiz, bir kavramın bir başkasından çıkarsanması, örneğin kimyada olduğu gibi olumsal karakterini yitirir. Kavram kendisi ve kendi karşıtıdır, bu olumsal bir durum değildir, ve yine dışsal-olumsal bağıntıyı anlatan sentetik sözcüğü de bu aynı zorunluğu anlatmak için hiç olmazsa yeterli değildir.

Viyana Çevresinin totolojik dediği analitik bağıntı gerçekte totolojik olmanın tam tersi, bir geneleme değil ama genelemenin tam tersi, bir kavramın karşıtı ile bağıntısıdır. Hiç kuşkusuz totolojik bağıntılar vardır ve bunlar gerçekten de kendilerini semantik bağıntılar olarak sergilerler, mantıksal olarak değil.

Viyana Çevresinin kabul ettiği biricik bildirim biçimi olarak geriye a posteriori sentetik bildirimler kalır ve bilimsel bildirim olarak kabul edilen biçim budur. Matematiksel bildirimi analitik a priori olarak görmek onu sentetik a priori olarak görmekten ayrı olmadığı için, Viyana Çevresinin analitik a priori bildirimleri doğrulaması Çevrenin görüşüne aykırıdır. Herşey bir yana matematiksel bildirimler deneyim ile ilgisizdirler, arı usun bağıntılarıdırlar, ve saltık zorunluk karakteri gösterirler.

     

Moritz Schlick (1882-1936) fesefeyi pozitivist ideale göre yeniden şekillendirmeyi istedi. Gerçekten de felsefenin tarihsel içeriği dayanılacak gibi değildir — tanıtlamasız önermelerden oluşan bir görüşler yığını. Ama Schlick'in kendisi de eleştirdiğinden daha iyisni yapamadı ve Viyana Çevresinin mantıksal olguculuğunun bir görüş olduğunu bildirerek başladığını gözden kaçırdı.

Schlick Felsefenin amacının "anlam" bulma olduğu görüşündedir. Buna karşı Bilimin amacı ise "gerçeklik" olmalıdır. "Science should be defined as the "pursuit of truth" and Philosophy as the "pursuit of meaning."

Viyana Çevresini irdelemenin amacı uslamlamalarının yalnızca ona özgü olmadığını, genel olarak usun pozitivistik açınımını nasıl örneklendirdiğini görmektir. Viyana Çevresi çoktandır tarih olmuştur ve bir düşünce dizgesi olmayı, hiç olmazsa tutarlı olmayı başarabildiği ölçüde başından sonuna dek paradokslar üretmiş, kendi ile çelişmiş, bilimi kurtarmak yerine bilimin olanaksızlığını göstermeye çalışmıştır.

 
     

For example, he quoted Max Born as saying

"The impossibility of measuring exactly all the data of a state prevents the predetermination of its further course of development. Because of this the principle of causality in its usual formulation loses all significance."

Schlick disagrees, "Causality as such, the existence of laws, is however not denied. There are still valid predictions, but they do not consist in the expression of exact magnitude values, but are of the form: the magnitude of X will lie in the interval between a and Δa."

On the significance of indeterminism for the problem of freedom of the will, he saw it as at best not in contradiction to freedom, but possibly compromising responsibility, which requires causality. Schlick said "The moral freedom that the concept of responsibility presupposes does not stand in opposition to causality but would be entirely destroyed without it."

"Every order of events in time, of whatever kind, is to be regarded as a causal relationship. Only complete chaos, complete irregularity, is to be designated as an acausal occurrence, as pure chance...The only alternative that confronts us is thus: order or disorder? Causality and law are identical with order; irregularity and chance are identical with disorder."

Schlick said "freedom of action, responsibility, and mental sanity, cannot reach beyond the realm of causality: they stop where chance begins...a higher degree of randomness...[simply means] a higher degree of irresponsibility" (quoted by Karl Popper, Objective Knowledge - Of Clouds and Clocks, p.226)

      Schlick Berlin Üniversitesinde Max Planck altında çalıştı. Daha sonra felsefeye döndü. Schlick içtenlikle Sokrates'in izinde yürüdüğüne inanıyordu—anlamsız metafizik olarak gördüğü İdealar olmaksızın, ve Sokrates'in sofizmin dayanağı olarak gördüğü duyu-algısı üzerine dayanarak.

Schlick Allgemeine Erkenntnislehre (Genel Bilgi Kuramı) üzerine 10 yıl çalıştı. Görgül kanıtı gerçekliğin ölçütü olarak kabul etti ve görgül kanıt tarafından doğrulanamayan metafiziksel bildirimleri "anlamsız" saydı. "Anlamsız" ve "metafizik" sözcüklerinin eşitlenmesi Schlick'e aittir.

www.ideayayinevi.com
25.01.2012